9 Kasım 2010 Salı

Ankaragücü Fenerbahçe Türkiye Kupası maçı golleri özeti canlı izle live










TANITIMI GEÇ HEMEN İZLE !



23 Temmuz 2010 Cuma

Ders Alınacak Hikaye

Bir yazı da benden olsun istedim.Bu rahmetli babamın bana İstanbul Eminönünde anlattığı bir hikayeydi.İnsan kaynakları konusunda uzman bir genel müdür ,firmaya yardımcı eleman aramaktaydı.Gelen müracatlar arasında bir tercih yapabilmek için kılık kıyafet,fizik yada dialoglardaki maharetten çok,işgücü ve dikkat üzerindeki DETAYlardan emin olmak istiyordu.Çünkü işleri ,sevkiyat ve kalite dengeleri üzerinde durmaktaydı.Tam bunları düşünerek işin içinden nasıl çıkacağını düşünürken,tam işyerinin önündeki kavşaktan acı bir fren sesi ve çığlıkların geldiği duyuldu.Müdür ,iş müracatı için sıraya giren adaylara dönerek:-LÜTFEN CADDEYE GİDEREK DIŞARIDA NELER CERYAN ETTİĞİ HAKKINDA BİLGİ GETİRİNİZ BANA.Tüm elemanlar acele ile caddeye çıkarak,olay mahalline giderek , kendilerince yorumlar yaptılar.Hiçbiri tatmin edici değildi.İçlerinden orta yaşta olanı cebinden bir ajanda çıkararak anlatmaya başladı.-Beyefendi,işyerinizin iki sokak altındaki levent kavşağında,34.......plakalı sarı renkli ....markalı özel bir araç ile //.....plakalı,.... markalı siyah ,tiçari plakalı bir araç kavşakta karşılaşmış,kazada ölen ya da yaralanan olmamasına rağmen özel araçta büyük hasar tesbit edimiştir.Bütün olaylar trafik tutanaklarınca şahitler aracılığı ile kayıtlara geçirilmiştir.Billginize sunarım ,saygılar.der ve iki adım geriye çıkarak saygı ile bekler yan odada, gelecek kararı.Müdür nazikçe elini uzatır ve dikkat ve işinize duyduğunuz hassasiyetinizden dolayı işe alındınız beyefendi,yarın 8 de işinizin başında olabilirsiniz,diyerek yanıtlar, işine saygılı,baktığını gören adamı.

Alıntı

22 Temmuz 2010 Perşembe

Yaşanmış Hayat Hikayesi

Serpil Örümcer, 1967’de Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği güzellik yarışmasında birinci olduğunda henüz 14 yaşındaydı. 1970'li yıllarda sahnelerin aranılan ismiydi, Gazetelerin 1. sayfalarını süslüyordu. Sanatçı Berkant ile evliliği dillere de destan olmuştu. Bacaklarının güzelliği nedeniyle "bayan bacak" olarak anıldı.

Annesini dinlemeden subay nişanlısından ayrılıp, 19 yaşında sanatçı Berkant ile evlendi.Sahnenin büyülü dünyası onu kabına sığdıramadı. Kızı Fulya 8 aylıkken Berkant'tan boşandı.Örümcer, o günler için "ama o bacağımın yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Keşke o bacak şans olsaydı bayan şans olsaydı" diyor.Örümcer, iki kez daha evlendi. Cengiz Kartal’la 1989-1990 yılları arasında süren evliliği bittiğinde neyi var neyi yok satmıştı. Batman’da gayriresmi 4 eşi ve 11 çocuğu bulunduğunu sonradan öğrendiği işadamı Hasan Ölük’le yaptığı üçüncü evlilik, Örümcer’e göre hayatının ikinci büyük hatasıydı.Bir günlük konser için gittiği Batman’da 10 gün kalınca tanıştığı Hasan Ölük, evlendikten sonra işkenceye başladı. Raporlar alıp mahkemelerde günler geçiren Serpil Örümcer, bu evlilikten güçlükle kurtuldu. Ancak artık, yaşamını süsleyen neon ışıklarının yerini, çöpleri aydınlatan sokak lambaları almıştı. Çöplerden topladığı káğıt ürünlerini satarak geçimini sağlıyordu.Her gelen mallarını alıp bayan bacağı ortada bırakmış. Onun evinde bunun evinde, sokaklardayız. Kızı da onun kaderini paylaşmış. Koca dayağından bıkan kızı Fulya, iki çocuğuyla soluğu annesinin yanında almış. Sokakta banklarda birbirlerine kol kanat germişler. Ben simitçilik bile yapmak istedim ama onu bile yapamadım. Birkaç tane başkana gittim oralı bile olmadılar. En son geçtiğimiz hafta Bakırköy Gönüllü Çevreciler Derneği'nin kapısını çaldığında, bu kez yüzüne kapı kapanmamış. Adına yardım gecesi düzenlenmiş.Sadece 2 bin TL toplanmış. Kızı ve torunuyla birlikte geçici olarak bir yakının yanına sığınmış."Duydum ki o deniz subayının çocukları doktor olmuş. Öyle bir adamın çocuğu başka ne olabilirdi ki! Sözümde durmuş olsa idim bu hallere düşmez, evimin hanımı olarak başköşede olurdum. Onun ahını aldım."

Alıntıdır...

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Dut Ağacı

Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı.

Kızın adi Tispe delikanlınınki ise Piremus idi. Bunlar yanyana evlerde otururlardı.Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi.

Fakat aileleri görüşmelerini istemez birbirlerine uygun olmadıklarını düşünülerdi.

Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardi. iki evin arasinda gizli bir catlak vardi aileleri bunu bilmezler onlarda geceleri burda bulusur o aradan
birbirlerine seslerini duyurur asklarini dile getirirlerdi.

Bir gece ormandaki agacin altinda bulusmaya karar verdiler.
Tispe agaca Piremus dan önce varmisti.
Gittiginde avini yeni yemis, agzindan kanlar akan kocaman bir aslanla
karsi karsiya geldi.

Korkarak bi magaraya dogru koşmaya basladi. Farkında olmadan yolda boynundaki esarpini düşürmüştü.

O sirada Piremus geldi.

Gördükleri karsisinda donup kalmisti. Kocaman aslan agzinda
kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin esarpini parcaliyordu..

O an aklina gelen ilk ve tek sey aslani Tispe yi oldurerek yedigiydi.
Tispesiz yasayamazdi. Aklindan gecen sadece aski ugruna canina kiymakti.Belinden hançerini çikardi ve gögsüne sapladi.

Kanlar icinde cansiz bedeni yere dustu.

Tispe ise korkusunu bi kenara atip bir an once askini gormek icin magaradan cikmaya karar vermisti.

Agacin altina geldiginde o korkunc sahneyle yuzlesti.

Piremus un cansiz vucudu yerdeydi ve elinde Tispenin dusurdugu esarpini tutuyordu.

Ilk once genc kiz olanlar karsisinda aglamaktan hicbir seyi anlayamamisti. Ama esarpi ve uzaklasan aslani gorunce anladi. Bi an magarada dusundugu o korkunc sey basina gelmisti. Ve onun öldügünü dusunen Piremus aski ugruna canina kiymisti.

Tispe bir an bile dusunmeden hanceri aldi ve gogsune geçirdi..

Onlarin aski ölesiye bir askti ve ölüm bile onlari ayiramazdi.

Eger Piremus aski ugruna ölümü göze aldiysa o da hic cekinmeden canina kiyabilirdi ve hanceri sapladi.

Birden vucudu Piremusun bendeninin ustune yigildi.

O anda tanrilar bu yuce aski ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran agaci onlarin aşkına adadilar.

Piremusun kanini bu agacin meyvelerine,
Tispenin gözyaslarini ise agacin yapraklarina verdiler.

O günden beri kara dut agacinin meyvesinin çıkmayan lekesini,(Piremusun kan lekesini), dut agacinin yapraklari,(Tispenin gözyaslari) temizler..

Bilirmisiniz; dut agacinin meyvesinin lekesi cikmaz ama elinize agacin yapragini alir avusturursaniz lekenin gittigini goreceksiniz !

Alıntıdır...

20 Temmuz 2010 Salı

ARANIZA HOŞGELDİM HAYAT DOSTLARI...

Sadece bu sabah için, içimden ağlamak geldiği halde yüzünü gördüğümde gülümseyeceğim Sadece bu sabah için, ne giymek istediğinin seçimini sana bırakacağım ve gülümseyerek ne kadar yakıştığını söyleyeceğim Sadece bu sabah, çamaşırları yıkamaktan vazgeçip seninle parkta oynamaya gideceğim Bu sabah bulaşıkları lavaboda bırakıp bulmacanın nasıl çözüldüğünü bana öğretmeni izleyeceğim. Öğleden sonra telefonun fişini çekip bilgisayarı kapatacağım ve arka bahçede oturup seninle köpükten balonlar uçuracağım Bu öğleden sonra dondurma arabası için çığlıklar attığında sana hiç kızmayacağım ve gelirse bir tane alacağım Bu öğleden sonra büyüdüğünde ne olacağın hakkında hiç canımı sıkmayacağım. Yada seni ilgilendiren konularda ikinci bir düşünce üretmeyeceğim Bu öğleden sonra kurabiye pişirirken bana yardım etmene izin vereceğim ve tepende dikilip düzeltmeye çalışmayacağım Bu öğleden sonra Mc Donald's a gideceğiz ve iki tane çocuk menusu isteyeceğiz ki, iki oyuncak alabilesin Bu gece seni kollarımda tutacağım ve nasıl doğduğunu seni ne kadar çok sevdiğimi anlatacağım Bu gece küvette suları sıçratmana izin vereceğim ve sana hiç kızmayacağım Bu gece geç saate kadar oturmana ve balkonda oturup yıldızları saymana izin vereceğim Bu gece yanına uzanıp en sevdiğim TV programlarını bir kenara bırakacağım Bu gece sen dua ederken parmaklarımı saclarında dolaştırıp bana en büyük armağanı verdiği için Tanrıya şükredeceğim Kayıp çocuklarını arayan anne ve babaları düşüneceğim Yatak odaları yerine çocuklarının mezarlarını ziyaret edenleri ve hastane odalarında donuk bakışlarla,daha fazla içlerinde tutamadıkları çığlıklarıyla hasta çocuklarını seyreden anne babaları düşüneceğim Ve bu gece yanağına iyi geceler öpücüğü kondurduğumda seni biraz daha sıkı ve biraz daha uzun tutacağım kollarımda Tanrıya senin için teşekkür edip bize yalnızca bir gün daha vermesi için yakaracağım.....

Ve işte ben buradayım hayat dostlarım... Bundan Sonra sizinle buradayız... Hoşgeldim aranıza...